27 Aralık 2017 Çarşamba

tüm renkler
 Aslında renk diye somut bir kavram yoktur. Renk farklı dalga boylarındaki ışık dalgalarının gözlerimize yansıması ve beynimizin bu yansımayı çeşitli şekilde yorumlamasıdır. İnsanoğlu, gözünün içerisinde yer alan cone adı verilen hassas hücreler aracılığı ile yüzlerce farklı dalga boyundaki ışık dalgalarını bir renk şeridi şeklinde ayırt edebilir. Bu donanım ve bu donanımın sağladığı kabiliyet hayatı renkler içerisinde algılamamızı sağlar. Her canlı bu ışık dalgalarını farklı algılayabilir. Hatta renk kavramı hakkında çeşitli felsefik yaklaşımlar mevcuttur.
güvercin gözü 
 Örneğin bir güvercinin algılayabildiği renk skalası insanlara ve diğer canlılara oranla çok daha geniş olduğu kanıtlanmış bir gerçektir. Bunun nedeni ise güvercin gözlerinde diğer canlıların gözlerine oranla çok daha fazla renk reseptörü yer almasıdır. Bir diğer yandan insanlara oranla çok daha sınırlı renk algılayan canlı türleri de mevcut. Hatta neredeyse her canlı türünün bu ışık dalgalarını algılaması farklıdır.

 Işıkların dalga boyları yalnızca onları renkler şeklinde algılamamızı etkilemez. Ayrıca bu dalga boyları davranışlarımızda ve duygularımız üzerinde de etkilidir. Ancak ne tür bir etki yarattığı konusunda araştırmalar devam etse de günümüzde bu araştırmalar yetersizdir. İnsanlar renklere karşı biyolojik, fizyolojik, psikolojik, sosyal ve kültürel etkiler doğrultusunda bir davranış sergiler.

 Bazı renklerin etkisi dünya çapında yaygın ve aynı gibi kabul edilebilir. Örneğin renkler sıcak ve soğuk renkler olarak kategorilendirilebilir. 

Sıcak Renkler;

 Kırmızı, mora yakın kırmızı(macenta), portakal turuncusu ve sarı tonlarını içerir. Bu renkler anlama kabiliyetimizi hızlandırır. Sıcak, samimi ve davetkar duyguların pekişmesine yol açar. Genellikle heyecan, mutluluk ve huzur duyguları ile ilişkilendirilirler.

Soğuk Renkler;

 Açık mavi, mavi, camgöbeği ve deniz yeşili gibi tonları içerir. Bu renklerle ilişkilendirilen duygular huzur ve sakinlikten, hüzün ve içe kapanıklığa kadar değişkenlik gösterebilir.

17 Aralık 2017 Pazar

doğranmış soğan
 Soğanın faydaları saymakla bitmez. Türk mutfağının vazgeçilmezi olan bu sebze faydalı olduğu kadar da zahmetli. Ne kokusu ne de gözleri yaşartan özelliği ondan vazgeçmemizi sağlayamaz.

 Soğanın kesilmesi esnasında yakındaki kişilerin gözlerini yakıp yaşartmasının sebebi sanılanın aksine soğanın keskin kokusu değil kesildiğinde soğandan yayılan enzimler ve gazlardır.

 Soğan dahil olduğu grubun diğer fertlerine(pırasa, sarımsak vs..) oranla çok daha yoğun enzimler ve gazlar içerir.

 Soğanı kestiğinizde kesilen bölgedeki soğan hücrelerini parçalamış olursunuz ve bu hücrelerin içerisindeki enzim ve gazları serbest bırakırsınız. Serbest kalan bileşikler enzimler aracılığı ile çeşitli tepkimeler geçirir ve nihayetinde propanethial s-oksit gazına dönüşür.
soğan neden ağlatır

 Bu gaz kararsızdır(Tepkimeye girmeye müsait). Propanethial s-oksit gazı ortamdaki su ile reaksiyona girmeye çalışır. Bu reaksiyon sonucunda reaksiyonun gerçekleştiği ortamın asit seviyesi artar. Reaksiyon gözlerimizde gerçekleştiğinde göz yaşı bezlerimiz oluşan asidik ortamı gidermek için su(göz yaşı) salgılayarak ortamı nötralize etmeye çalışır. Dolayısı ile gözler dolar ve ağlama eylemi gerçekleşir.


Gözlerim Yanmadan Nasıl Soğan Keserim?


soğan kesen insan Soğanın gözlerdeki yakıcı etkisi çok kafaya takılan bir problem olmasa da gözlerinde problem olan insanlar için büyük bir sorun sayılabilir. Eğer gözünüzde problem varsa ya da bu yanma hissinden kurtulmak ve rahat rahat yemek yapmak istiyorsanız soğanı suyun altında doğramalı ve ya doğramadan önce yıkamalısınız. Kesilen soğan hücrelerinden açığa çıkan asidik gazlar suyla tepkimeye girmeye meyilli oldukları için havaya salındıklarında gözlerinize ulaşamadan karşılaştıkları ilk su ile tepkimeye girerler. Dolayısı ile havadaki gaz gözünüze gelene kadar etkisi büyük oranda azalır.

 Soğan doğrarken başınızı daha uzakta tutmanız ya da gözlük kullanmanız da etkili olabilecek yöntemlerdir.

 Soğanı kesmeden önce dondurucuda bir kaç dakika bekletmek ve soğutmak da enzimlerin aktivitesini yavaşlatacağı için reaksiyonun gecikmesini ve daha az gazın açığa çıkmasını sağlar.

1 Aralık 2017 Cuma

                                          
Besinlerin kullanım ömrünü nasıl uzatabileceğinizi biliyor musunuz? Peki ya onları ne kadar uzun bir süre boyunca saklayabileceğinizi? Eğer siz de benim gibiyseniz, birkaç temel gıda dışındaki hiçbir besin için net bir fikriniz olmadığına eminim. En basitinden, sizce elma ne kadar bir süre saklanabilir? Lezzetini, sertliğini ve tazeliğini yitirmemesi için ne yapmak gerekir? Oturup her besin maddesi için internette araştırma yapmanıza gerek yok: http://saklamarehberi.com, tüm bu bilgilere tek bir kaynaktan ulaşmanızı sağlıyor.

Türkiye’nin ilk ve en büyük derin dondurucu üreticisi olan Uğur Soğutma tarafından hazırlanan (ve tamamen ücretsiz şekilde kullanılabilen) sitede; hamur işleri, süt ürünleri, meyveler, sebzeler ve et ürünleri ile ilgili merak ettiğiniz her bilgi yer alıyor. İlk olarak, tüm bu besinlerin ideal kullanım sürelerinin ne olduğunu, daha sonra da bu kullanım süresini nasıl uzatabileceğinizi öğreniyorsunuz. Tahmin edebileceğiniz gibi, derin dondurucu kullanmak tüm gıda maddelerin daha uzun süre dayanmasını sağlıyor. Ancak, örneğin karidesi derin dondurucuda saklayabilir misiniz? Peki ya yazın aldığınız, lezzetli ve sulu bir karpuzu derin dondurucuya koyup, kışın yiyebilir misiniz? Tüm bu soruların ve çok daha fazlasının cevaplarını Saklama Rehberi web sitesinde kolayca bulabiliyorsunuz. Hepsi bu kadar değil: Sitenin “Alternatif Bilgiler” bölümünde, evde kolayca hazırlayabileceğiniz birbirinden lezzetli tarifler yer alıyor. Evde nasıl mocha yapabileceğimi, meyvelerin kararmasını nasıl önleyebileceğimi, hatta unsuz kekin nasıl yapılacağını bile öğrendim. Laf aramızda, kot pantolonların derin dondurucuda temizlenebileceğinin de haberdar oldum! (Kotu fırçaladıktan sonra bir poşete koyup derin dondurucuda 1 gün boyunca bekletiyorsunuz.  Şaşırtıcı, değil mi?)

Türkiye’nin ilk gıda saklama rehberi olan http://saklamarehberi.com, beni şaşırtacak ölçüde bir içeriğe sahip ve her birini okumaktan büyük keyif aldım. Eğer sizin de bir derin dondurucunuz varsa, bu siteyi muhakkak ziyaret etmelisiniz. Derin dondurucunuz yoksa bile gıdaları nasıl daha sağlıklı tüketebileceğinizi, ne kadar uzun bir süre boyunca saklayabileceğinizi ve basit, pratik, lezzetli tarifler ile ipuçlarını Saklama Rehberi web sitesinden öğrenebilirsiniz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

Popular Posts

Recent Posts

Unordered List

Categories

Text Widget