21 Eylül 2016 Çarşamba




Dünya Üzerinde Keşfedilmiş En Dayanıklı CanlıBu yazımızda, keşfedilmiş en dayanıklı canlılar olan Tardigradları inceleyeceğiz. Tardigradlar o kadar dayanıklıdırlar ki en uç ortamlarda sıkıntı çekmeden canlı kalabilirler. Uzun süredir dünya üzerinde bulunan bu ilginç canlılar bilimin oldukça ilgisini çekmektedir.

1. Nasıl Keşfettik?




Tardigradlar -ayrıca su ayıları ya da yosun domuzcukları diye de bilinir- ilk kez 1773 yılında Alman papaz Johann A. E. Goeze tarafından tespit edilmiştir. Yavaş adımlılar anlamına gelen tardigrada ismini biolojist Lazzaro Spallanzi vermiştir.

2. Anatomisi Nasıldır?




Anatomisi Nasıldır?
4 çift kısa ayağı bulunan, omurgasız, solunum organı olmayan genellikle sulu ortamlarda yaşayan mikroskobik canlılardır. Bir iğne ucuna oldukça fazla tardigrad sığabilir.

3. Nerede Yaşarlar?




Nerede Yaşarlar?
Tardigradlar aşırı derecede uç ortamlarda yaşarlar. Kaynar sudan iyonlaştırıcı radyasyona, buzulların içerisinden vakumsuz uzay ortamına ve okyanusun en dip noktalarında dahi canlı bir şekilde bulunabilirler.

4. Ne Kadar Kalabalıklar?




Ne Kadar Kalabalıklar?
Günümüzde, Tardigrada şubesine bağlı 1000 farklı Tardigrad türü tanımlanmış bulunmakta. Yemek veya su olmadan 10 yıldan fazla yaşayabilir ve çok az suyun bulunduğu kurak ortamlara adapte olup nesillerini sürdürebilirler. O kadar çok fazladırlar ki vücudumuzda bile oldukça kalabalıklardır.

5. Ne Zamandır Varlar?




Ne Zamandır Varlar?
Tardigradların soyu dinozorların öncesindeki zamana kadar uzanıyor. O kadar dayanıklıdırlar ki -dinozorları bile yok eden doğal afette dahil- beş büyük doğal afetten sağ çıkmışlardır.

6. Peki Tardigrad’lar bu aşırı ortamlara nasıl dayanabiliyorlar?




Peki Tardigrad’lar bu aşırı ortamlara nasıl dayanabiliyorlar?
Aslında Tardigrad’lar aktif olarak hayatta kalmıyorlar. Onun yerine Cryptobiosis (Kriptobiosis) adı verilen yarı-ölü evreye geçiyorlar. Kış uykusuna benzer bu
evrede, metabolizma hızı neredeyse sıfırlanıyor. Cryptobiosis evresinde en belirgin değişikliklerden biri ise programlı su kaybı. Tardigrad’lar hücrelerindeki suyu atarak, olası kristallenmeleri önlüyor. Bu direnç mekanizmasına da Cryobiosis adı veriliyor. Su kaybı, radyasyon direncinde de rol alıyor. Bu konu ile ilgili çalışmalar sürse de, temel direncin, vücutlarındaki düşük seviye
sudan geldiği öne sürülüyor.

7. Bilim İçin Neden Önemliler?




Bilim İçin Neden Önemliler?
Tardigrad’ların bu “hayatta kalma becerilerini” diğer organizmalara da uygulanmasını sağlayabilir. Nitekim, 2004 yılında bu konu ile ilgili gerçekleştirilen çalışmalar, aşı teknolojilerinde bazı gelişmeleri sağlamış bile. Cryptobiosis özelliği ile, bazı patojenleri öldürmeden kurutmak mümkün. Bu sayede, aşının içeriğindeki “zayıflatılmış organizmalar” kuru şekilde saklanabiliyor. Ayrıca uzay yolculuklarında dondurarak uyutma işlemi mümkün olabilir.

Kaynak: https://onedio.com/haber/en-dayanikli-canli-tardi...

19 Eylül 2016 Pazartesi

iphone 7
iPhone 7
 Teknoloji meraklısı herkesin merakla beklediği iPhone 7 16 Eylül 2016 tarihinde başta ABD'de olmak üzere piyasaya sürüldü. Henüz Türkiye'de satışa sunulmamasına rağmen fiyatı ülke ülke belli oldu. Diğer teknolojik ürünlerde de olduğu gibi iPhone 7'nin fiyatı da Türkiye'de diğer ülkelere göre çok daha yüksek. Ürünlere konan devlet vergisinin fazlalığı, dolar kuru gibi farklı nedenler dolayısı ile fiyat maalesef bu derece uçuk. Ancak bazı vatandaşlar olaya çoktan bir çözüm buldu bile. Telefon daha Türkiye'de çıkmadan ABD'den farklı yollarla telefonu ABD'de sunulan fiyata satın alıp Türkiye'ye getirterek pasaport kaydı yaptırabiliyorsunuz. Tabii bu kayıt için ayrı bir ücret ödüyorsunuz ve bir pasaport üzerinden çeşitli koşullara(2 yılda bir vs.) uyarak sınırlı sayıda teknolojik alet getirebiliyorsunuz. Türkiye kaydı için ödediğiniz çeşitli ücretlere rağmen Türkiye fiyatının çok altı bir fiyata telefonu elde edebiliyorsunuz. Küçük bir hesap yaparak tatile ABD'ye gidip gezer ve telefonu alırsanız Türkiye fiyatıyla aynı rakamsal değerlere denk gelebilir. Tabii karar sizin.
 Net bir tarih olmasa da iPhone 7'nin Türkiye'de Ekimin ilk haftası çıkması bekleniyor.

İphone 7'nin Ülkelere Göre Fiyatı:


Türkiye: iPhone 7 (32 GB) - 3349 TL
ABD: iPhone 7 (32 GB) - 1927 TL
Yeni Zelanda: iPhone 7 (32 GB) - 2601 TL
Finlandiya: iPhone 7 (32 GB) - 2594 TL
İzlanda: iPhone 7 (32 GB) - 2594 TL
Belçika: iPhone 7 (32 GB) - 2560 TL
Fransa: iPhone 7 (32 GB) - 2560 TL
Hollanda: iPhone 7 (32 GB) - 2560 TL
İspanya: iPhone 7 (32 GB) - 2560 TL
Avusturya: iPhone 7 (32 GB) - 2527
Almanya: iPhone 7 (32 GB) - 2527
Meksika: iPhone 7 (32 GB) - 2477 TL
Lüksemburg: iPhone 7 (32 GB) - 2474 TL
Avustralya: iPhone 7 (32 GB) - 2406 TL
Çin: 32 GB iPhone 7 (32 GB) - 2387 TL
İngiltere: iPhone 7 (32 GB) - 2373 TL
İsviçre: iPhone 7 (32 GB) - 2313 TL
Tayvan: iPhone 7 (32 GB) - 2307 TL
Singapur: iPhone 7 (32 GB) - 2289 TL
Hong Kong: iPhone 7 (32 GB) - 2139 TL
Japonya: iPhone 7 (32 GB) - 2105 TL
Birleşik Arap Emirlikleri: iPhone 7 (32 GB) - 2079 TL
Kanada: iPhone 7 (32 GB) - 2040 TL
(Fiyatlar kesin değildir zaman içerisinde farklılık gösterecektir.)

16 Eylül 2016 Cuma

 Sadece bir neslin değil yaşadığı müddetçe sanatını kalbine işlediği insanların çoğunun hayranı olduğu Tarık Akan kansere yenik düştü. Herkes tarafından büyük saygı duyulan ve sevilen, Türk sinemasının Yeşilçam'ının efsane oyuncusu bugün yani 16.09.2016 tarihinde sağlık problemleri nedeni ile vefat etti.

 Tarık Akan'ın ölüm nedeninin sanıldığı gibi akciğer kanseri olmadığını meslektaşı ve yakın arkadaşlarından biri olan Müjdat Gezen açıkladı. Günde 4 paket sigara içen Tarın Akan akciğer kanserine yakalandı ve tedavi olumlu dönütler sağladığı sıralarda kanserin karaciğere atladığı ortaya çıktı. Kanserle savaşmaktan zaten bitap düşen ünlü oyuncu karaciğerine atlayan kansere daha fazla karşı koyamadı ve bu gün 66 yaşında hakkın rahmetine kavuştu.

 Ünlü oyuncunun ölümü tüm ülkeyi yasa boğdu. Tarık Akan'ın ölümü özellikle sosyal medyada büyük çalkantıya yol açtı.

Yeşilçam'ın yakışıklı oyuncusunu, gönüllere taht kurmuş üstadı saygı ve rahmetle anıyoruz..

tarık akanın yaşlı hali
Tarık Akan'ın Genç ve Yaşlı Hali

12 Eylül 2016 Pazartesi

Kevser suresi ayeti kerimesinde şöyle buyrulmaktadır !

فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ  Fe salli lirabbike venhar. Yani “Sen de Rabbin için namaz kıl ve kurban kesiver” ( Elmalı Hamdi Yazır).
Kısacası Rabbinin Kevser nimetine ve sana verilenlere şükretmek adına kurbanını kes, diyordu ayeti kerimede.
Kurban olayı bilindiği üzere Nemrud’un ateşinden kurtulmuş olan Hz.İbrahim’in Allah tarafından sınanması sonucu gerçekleşen bir olaydır. Hz. İbrahim yıllar boyunca çocuk isteyip bir türlü sahip olamamış ve yine bir gün ellerini açarak;

-Ey Rabbim bana Salihlerden olacak bir evlat ihsan eyle’ diye dua ediyordu. İşte o sırada aşağıdaki ayeti celilede ifade edildiği gibi melekler gelerek evlat müjdesini verdi.


ilk kurban


بسم اللَّهِ الرحمن الرحيم

وَنَبِّئْهُمْ عَن ضَيْفِ إِبْراَهِيمَ إِذْ دَخَلُواْ عَلَيْهِ فَقَالُواْ سَلامًا قَالَ إِنَّا مِنكُمْ وَجِلُون

قَالُواْ لاَ تَوْجَلْ إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلامٍ عَلِيمٍ قَالَ أَبَشَّرْتُمُونِي عَلَى أَن مَّسَّنِيَ الْكِبَرُ فَبِمَ تُبَشِّرُونَ

قَالُواْ بَشَّرْنَاكَ بِالْحَقِّ فَلاَ تَكُن مِّنَ الْقَانِطِينَ قَالَ وَمَن يَقْنَطُ مِن رَّحْمَةِ رَبِّهِ إِلاَّ الضَّآلُّونَ


Meali: Onlara İbrahim (A.S.) misafirlerinden bahis et. O vakit ki yanına girdilerde selam dediler,selam verdilerde İbrahim (A.s.) biz sizden cidden korkuyoruz dedi de onlar ‘korkma’ dediler. Biz sana alim bir oğul müjdeliyoruz dediler. İbrahim (A.s.) ‘benimi bir evlat ile müjdeliyorsunuz ?’ bana ihtiyarlık gelip çatmışken, artık beni ne suretle müjdeliyorsunuz dedi. Melekler seni hak ile müjdeledik artık Hz. Allah’ın rahmetinden ümidini kesme rahmeti ilahiden ancak sapıtanlar ümidini keser dediler.(Sure-i Hicir Ayet 51-56)

Onca yılın ardından Hz.İbrahim’in duaları kabul olunmuş ve İsmail adını verdiği bir oğlu gelmişti dünyaya. Ne var ki aradan geçen onca yıl sonrasında kendisine gelen meleklerle konuştuğu gün vermiş olduğu sözü unutmuştu.

Hz. İsmâil en sevimli olduğu bir çağa gelmişti.Hac erkanını tamamlayıp ayrıldıkdan sonra terviye günü yani arafe gününden bir gün evvel bir rüya gördü. Hz. İbrâhim, yattığı yataktan,

-“Nezrini yerine getir, Yâ İbrâhim!” nidâsıyla, kalktı. Bu rüyâ acaba Allah ’tan mıydı? Nezri neydi, onu uzun uzun düşündü.
Iste bu tereddüdden dolayi bu güne "terviye" günü denildi.

Ertesi gece, aynı rüyâyı, yeniden gördü. Artık Hz. İbrâhim anladı ve bildi ki, bu rüyâ
Hz.Allah ’tandır. Bildiği için bu güne “Arefe” ismi verildi.

Fakat nezri neydi, onu hatırlayamadı. Bayram akşamı da aynı rüyâyı görünce, nezrini hatırladı. Oğlunu kurban ettiğinin tatbikatını gördü ve bu güne de "kurban" günü dendi.
(Şir’atül İslam S 219)

Tüm bunların ardından artık sözünü yerine getirmesi gerektiği düşüncesiyle bayram sabahı eşine oğlunu hazırlamasını söyler. Annesi İsmail’i bir güzel giydirip süsledikten sonra baba oğul birlikte Mina istikametine doğru yola çıkarlar. Nereye gittiklerin ne İsmail ne de anne biliyordur.
Şeytan bu duruma şaşırmış vaziyette Hz. İbrahim’in önüne çıkarak şöyle der;

-Yâ İbrâhîm! Böyle bir evlâdı nasıl kesersin? Hiç baba evlâdını kesebilir mi?

Şeytanın söylediklerine kulak bile vermeyen Hz. İbrahim hiç tereddüt etmeden, yerden aldığı taşı şeytana atarak yoluna devam eder.

Hz.İbahim’den bir sonuç alamayacağını anlayan Şeytan bu sefer de İsmail’in annesine gider ve onu kandırmaya çalışır. Ne var ki verdiği cevap şeytanı kahreder…

-“Eğer Allah’tan böyle bir emir gelmişse, ben de bir anne olarak, bu emre teslim olup, boynumu büküyorum.”Çünkü o bir peygamberdir, peygamber yanlış yapmaz.”

Şeytan yine durmaz bu sefer de İsmail’in yanına gelerek ona şöyle der;

- “Baban seni nereye götürüyor, biliyor musun? Kesmeye götürüyor, kesmeye.” diyerek onu korkutmağa çalışır.

-Hz. İsmâil de, annesinden geri kalmayarak şöyle der; "O benim babamdır. O bir Peygamberdir. Eğer bu emri Allah’tan almışsa, emri muhakkak yerine getirmesi lâzımdır."

Sonun da baba oğul işaret olunan yere gelmiştir ancak Hz. İbrahim bu durumu oğluna nasıl açıklayacağını düşünmektedir. Ve sonunda der ki;

--“Ey benim yavrucuğum. Ben, seni, rüyâmda, kesiyor görüyorum. Sen benim bu rüyâma bir bak, ne söylersin.”

Hz. İsmâil kıyâmete, kadar gelecek insanlığa ibret olacak şu sözleri söyledi:
- “Ey babacığım. Sana  Allah’tan ne emr olunmuşsa, onu derhal yerine getir. İnşâllah beni sabredenlerden bulacaksın.”

Söylenecek ne varsa söylenmiştir ve vakit gelmiştir. Bu arada İsmail babasına dönerek der ki;

-- “Babacığım, birkaç ricâm var. Yerine getirmeni istiyorum. Babacığım ellerimi bağla belki sana eziyet ederim. Yüzümü yere çevir belki yüzüme bakarsında merhamet edersin.
Gömleğimi anneme götür beni hatırlasın. Anneme selâm söyle. Allah’ın emrine sabır etsin. Beni nasıl kestiğini ve ellerimi bağladığını söyleme. Ellerinden öptüğümü ilet. Küçük çocukların arasına girmesin. Olur ki, onlara bakıp, beni hatırlar da, Allah’a isyan edebilir.”

Oğlunun isteklerini yerine getirir Hz.İbrahim. Ve İsmail tekrar,

- “Ey babacığım, ellerimi ve ayaklarımı çöz. Beni görüyor, melekleri görüyor. Ne isyankâr çocukmuş, babası, bağlamak zorunda kaldı, demesinler.” dedi.

Artık baba oğul, Allah’ın hükmüne tam teslim olunca, Hz. İbrâhim, Hz.İsmâil’i, şakağı üzerine yatırdı. Boğazına bıçağı koydu, çok şiddetli bir şekilde bıçağı boğazına sürdü. Bu esnâda yerde gökte ne kadar melek varsa secdeye kapanmış:
- “Allah’ım! Koru İsmâil’ini, Affet İsmâil’ini” diye yalvarıyordu. Hz Allah da meleklerine
-(Unzuru ila abdi keyfe yemürrüssikkin alal halki veledihi liecli rizai ve entüm gultüm Etec´alü fiha men yüfsidü fiha ve yesfiküddimae)

Yani ‘Ey meleklerim benim kulum İbrahim’e bakınız benim rızam için oğlunun boğazına bıçağı nasıl sürüyor. Halbuki siz Adem (A.s.)mı yaratacağım zaman yer yüzünde kan dökecek yeryüzünü ifsad edecek birisini mi yaratacaksınız demiştiniz de bende size benim bildiklerimi siz bilmezsiniz demiştim’ buyurdu.
(Mev’izei Hasene Kurban bahsi S 186)

brahim (A.s.) bıcağı İsmail (A.s.)mın boğazına sürünce bıçak kesmedide İsmail (A.s)
-‘Ey babacığım benim korktuğum başıma geldi. Evlad sevgisinden dolayı elinin kuvveti kesildi ve beni kesmeye gücün yetmedi’ dedi. İbarahim (A.s.) gadablandı ve bıçağı yandaki taşa vurduda taş ikiye ayrıldı. Dediki ‘Ey bıcak taşı kesiyorsunda eti neden kesmiyorsun.’ Bıçak Hz. ın kudreti ile konuşmaya basladı ‘Ya İbrahim sen kes diyorsun amma Hz. kesme diyor hanginize itaat edecegim. Yoksa kesibde rabbima itaatsizlikmi yapayım’ dedi.

Baba oğul huşu içinde kalmışlardır.Yera bakıyorlar...Hz İbrahimin kulağında bir ses:

-"Allahü Ekber Allahü Ekber"

Hz İbrahim titreyerek sesin geldiği sağ tarafa baktı, Hz Cibril bir koç ile geliyor.

Hz İbrahim:

-"La İlahe illallahü vallahü ekber" diyerek Hz Cibrile mukabale etti.

Hz Cibril koçu baba-oğulun yanına kadar getirdi.Nurlu çocuk ağlaarak:

-"Allah-ü Ekber ve lilllahil hamd diyerek, Allah’a hamd etti.

Cebrail a.s koçu Hz.İbrahim’e vererek:

-"Bu koç size Rabbinizin hediyesi,Hz İsmail’in yerine bu koçu kurban etmenizi Cenab-ı Hak emretti."

Baba oğul beraberce secde ederek Hz. Allah'a hamd ettiler.

Cebrail (a.s), Hz İbrahim'e :

- Haydi koçu oğlunun yerine kurban et,Rabbin böyle emrediyor , dedi.

Tam bu esnada Hıtab-ı İzzet vaki oluyor:

-" Ya İbrahim,benim uğruma kurban edilmeğe razı olan oğlun İsmail’e söyle, şu anda benden ne dilerse dilesin!"

Nurlu çocuk,ellerini kaldırarak:
-" Ya Rabbim, senin varlığına ve birliğine iman eden her mümin, günahı ne olursa olsun , bu imanla sana gelirse sen onu affet!"

İlahi cevap:

-"Kabul ettim!"



Hz. Allah halifesinin samimiyetini ve teslimiyetini meleklere göstermek için kulu İbrahimin oğlu İsmail’i kurban etme hadisesini zuhur ettirmiştir. Sonunda onlarda bu imtihanı başarı ile verdikleri anda Adem (A.s.)’in oğlu Habil’in kestiği koç kurbanını göndererek koç kurban edilmiştir.

8 Eylül 2016 Perşembe

 Türk Bayrağı: Üstünde "5 köşeli yıldız" vardır ve İslamın 5 şartını simgeler. "Ay" İslamın kendisini yani İslamın sembolü olan Hilal'i simgeler, kırmızı bugüne kadar can vermiş tüm şehitlerimizin boşa akmayan kanını simgeler...
 İstiklal Marşı'mızda "1453 harf" "571" hece vardır. Bu da Peygamber Efendimizin (s.a.v) doğuşu ve İstanbul'un fethini gösterir..
 Dünya üzerinde böyle anlamlı ne başka bir bayrak ne de milli marş yoktur!

türk bayrağının anlamı

7 Eylül 2016 Çarşamba

Dünyada Yunanistan en uzun , Japonya ise en kısa milli marşa sahip ülkedir. Yunanistan milli marşı (Imnos is tin Eleftherian) 4'er satırlık 158 kıtadan , Japonya milli marşı(Kimigayo) ise görselde belirtilenden ibarettir 2-3 kelimelik 6 satırdan oluşmaktadır.
japonya milli marşı
Japonya Milli Marşı

6 Eylül 2016 Salı

stres
Günümüz beyinleri her ne kadar istemesek de stres altında ezilmeye mahkum denebilir. Yaşam kalitemizi düşüren sıkıntıdan sıkıntıya sokan bu illet çoğu hastalığın da çıkış noktası konumunda. Ancak uzmanlar stresin azaltılıp sıkıntılardan olabildiğince uzaklaşılabileceği konusunda bazı yöntemler uygulanmasını öneriyor.  Pekala günlük yaşantımızı olumsuz yönde etkileyen ve hatta genel sağlığımızı yadırganmaz derecede riske sokan stres faktörünü nasıl yenebiliriz? Bu sorunun cevabını arayacağımız uzman yorumlarına kendi görüşlerimizi de kattığımız yazımıza başlayalım.

İşte Stressiz Bir Yaşamın Püf Noktaları;

  • Yürüyüşe Çıkın: Attığınız her adımda kafanıza takılan stres yaratan konuyu unutmaya çalışın. Dakikalar sonra farkedeceksiniz ki kafanızı kurcalayan tek şey bir sonraki atacağınız adım olacaktır. Uzmanlar stresin hat safhada olduğu anlarda o konuda yoğunlaşmanız gerekmiyorsa yürüyüş yapılmasının çok faydalı olacağının altını çizmektedirler. Dolaysıyla stresin en büyük düşmanları arasında yer alan yürüme etkinliği genel sağlığınızın korunmasında ve kendinize vakit ayırmada basit ama önemli bir konuma sahiptir.
  • Notalara Odaklanın: Stresi atlatmanın etkili yöntemlerinden biri de müzik dinlemektir. Uzmanlar müziğin beyin üzerinde rahatlatıcı ve yenileyici etkiler bıraktığı kanısındadır. Ama müzik var müzik var tabiki. Bazı müzikler, sesler, notalar insanları aksine stres altına almak gerilimi arttırmak içindir. Bizim bahsettiğimiz müzik söz içermeyen, notaların zihninizde dans edebileceği tarzda. Klasik tarz müzikler bu konuda tercihiniz olabilir. Hatta bu müzik tarzını alışkanlık haline getirmek sizi daha huzurlu bir insana çevirecektir.
  • Egzersiz yapın, Hareket edin: Kilolarca halter kaldırmaktan, kendinizi zorlayarak su gibi ter içinde kalmaktan bahsetmiyoruz tabi ki. Basit esneme hareketleri ile kaslarını gevşetmek bile stresten sizi bir nebze uzaklaştıracaktır.
  • Alkol ve Sigaraya Yönelmeyin Aksine Uzaklaşın!: Sakın çok derdim var alkol almalıyım sigaraya başlamalıyım diye düşünmeyin. Bu iki seçenek de sizi anlık rahatlamaya götürecek olsa da öbür sabah kalktığınızda her şeyin daha kötüye gittiğini kendiniz tecrübe ediyor olacaksınız.

Stres İle Mücadelede Ne Zaman Profesyonel Destek Alınmalı?

Yukarıda bahsettiğimiz basit yöntemler sizde hiç bir etki yaratmıyorsa ve artık bu stres altında kalışınız fiziksel belirtiler vermeye başladıysa gecikmeden bir hekimin kapısı çalınmalıdır.
Sizi Strese Sokan Olası Durumlar
Size strese dolayısı ile depresyona sokabilecek karşılaşılması olası ve kaçınılmaz olaylar;
  • İş yaşantısındaki düşüş ve ya işsizlik
  • Sosyal ilişkilerinizde yaşanan anlaşmazlıklar
  • Bazı psikiyatrik hastalıklar
  • Yoğun kullanılan tıbbi ilaçlar
  • Ekonomik sorunlar, borçlar vs.
  • Karar vermeniz gereken geri dönüşü olmayan konular
  • Şehirleşme, kalabalık arasında boğulma
  • Ciddi sorumluluklar
Yazımız ile stresi yenmenin yolları başlığı altında siz değerli okurlara tavsiyelerde bulunduk. Daha kaliteli bir hayat için size yardım edebildiysek ne mutlu bize.

5 Eylül 2016 Pazartesi

 Nasa, uzay aracı Juno aracılığıyla Jupiter'in bugüne kadar paylaşılan en net görüntüsünü yayınladı. Ayrıca Jupiter'in oluşumu ve atmosfer yapısıyla ilgili detaylı bilgi alması beklenen Juno, 2018'in Şubat ayına kadar gözlemlerini sürdürecek.

jupiter
Jupiter
şişe sirke Sirkenin saçlar üzerinde çok fazla yaraları vardır. Mesela elma sirkesi saç yapısı için çok sağlıklı olduğu, uzmanlar tarafından belirtilmektedir.

Gelelim nasıl uygulayacağımıza;

 Elma sirkesini, saç diplerinize masaj yolu ile her tarafına yönlendirin. Daha sonra, en az yarım saat saçınızda bekletin.
 Bekleme esnasında ince bir tülbent ile saçınızı kapatın. Hava almaması daha hızlı uzaması için, saç köklerini besleyecektir. Daha sonra ılık su ile iyice durulayın. Sakın o gün için saçınıza şampuan eklemeyin. Sadece duru su ile durulayarak, beslenmesini sağlayın. Ertesi sabah, dilediğiniz gibi saçınızı şampuanlayarak yıkayın. Elma sirkesi ile saçlarınızın hızlı uzayacak ve sağlıklı, kepeksiz bir görünüm kazanacaktır. Bu uygulamayı haftada iki kere uygulamanız yeterli olacaktır. Değişimi bir kaç haftada farkedeceksiniz.

4 Eylül 2016 Pazar



Ruhi Çenet'in ağzından 33 enteresan bilgi.
 Gözlerimizi her açıp kapattığımızda, gözyaşımız gözlerimizi yıkayıp temizler ve burnumuza akar. Böylece havadan bulaşan toz ve mikroplar atılmış olur. Normal bir insan gözü normal bir günde günde 0.75-1 gr göz yaşı salgılar.

Gözlerimizi her açıp kapattığımızda, gözyaşımız gözlerimizi yıkayıp temizler ve burnumuza akar. Böylece havadan bulaşan toz ve mikroplar atılmış olur. Normal bir insan gözü normal bir günde günde 0.75-1 gr göz yaşı salgılar.

1 Eylül 2016 Perşembe

 Özellikle Yeni Zelanda ormanlarında uzun yıllar boyunca yaşamış, sonrasında ise nesli tükenmiş uçamayan bir kuş olan Moa, 3 metreyi aşan boyu ile oldukça büyüleyici bir varlıktı. Nesilleri tükenen bu varlıklardan günümüze sadece fosilleşmiş birkaç kemik kalmış durumda ancak; Yeni Zelanda'daki Owen Dağı'nda bir mağarada bulunan bu şey, bu canlılara dair en somut kanıt niteliğinde.

 Oldukça başarılı bir şekilde korunmuş olan pençenin 3000 yaşında olduğu tahmin edilmekte.

moa kuşu
İyi şekilde korunmuş Moa pençesi

Popular Posts

Recent Posts

Unordered List

Categories

Text Widget