51.bölge |
FBI'ın Nisan 2011'de yayınladığı gizli ajan Guy Hottel’in raporu, Roswell Vak'asının bir komplo teorisi olmadığını gün yüzüne çıkarttı. Rapor, 51. Bölge'de başka neler gizlendi sorusunu da akıllara bir kez daha getirirken komplo teorisi denilen olaylar gerçek mi şüphesini de doğuruyor...
2010'da İngiliz Ulusal Arşivi'nden Winston Churchill ile Dwight Eisenhower'ın yazışmalarının ve Yeni Zelanda'nın gizli UFO belgelerinin ortaya çıkmasının ardından, 2011'de FBI'ın yayınladığı rapor Roswell Vak'ası Hackerı Gary McKinnon'ın geçmişten gelen kurtarıcıları olabilir mi? Bekleyip görmek gerekecek...
''Uçan çisimlerde üç çeset bulundu... Her araçta insan vücuduna benzer üç ceset bulduk. Bulunanlar 90 santimetre boyunda ve metalik kıyafetler giyiyor. Her birinin vücudu pilotların giydiği kıyafetlere benzer bandajlarla kaplı.'' Hottel, Hava Kuvvetleri’nden bir müfettişin uzaydan gelen üç uçan dairenin ABD’nin New Mexico eyaletine iniş yaptığını aktardığını yazdı.
ROSWELL VAK'ASI NEDİR
1947'de New Mexico’nun Roswell Kasabası’na uçan daire düştüğü iddiaları o günden beri kalın bir sır perdesinin arkasında saklanmış, ABD hükümeti bugüne de bunun ''meteoroloji balonu'' olduğunu iddia etmiş ve ortaya çıkan fotoğrafları da düzmece olarak nitelemişti.
UFO churchillTarih: 8 Temmuz 1947
Yer: New Mexico'nun Roswell şehri.
Idaho'da kurtarma pilotu Kenneth Arnold, 25 Haziran'da kayıp bir uçağı Washington'daki Cascade Dağları üzerinde aramaya çıktığında havada dokuz tane disk şeklinde uçan daire gördüğünü iddia ettikten iki hafta sonrasında ''fincan tabağı'' denilen bir uçan dairenin ele geçirildiği dedikoduları yayıldı.
Ülkedeki çalkantı üzerine Pentagon, haberi yalanlayarak pilotun gördüğü ve düşenin bir araştırma balonu olduğunu açıkladı ve olayı örtbas etti. Olay yıllarca tartışıldı. ABD hükümetleri olayı hep reddetti.
51. Bölge ise bir efsaneye dönüştü, pekçok filme romana da konu oldu. Popüler bir örnekle Indiana Jones serisine konu olan Kutsal Ahit Sandığı ve orijinal 13 Kristal Kafatası'nın 51. Bölge'de saklandığı halen rivayet edilir....
27 Mayıs 1995 de Roswell Vak'ası için bir başka önemli bir tarihti. İngiliz TV yapımcısı Ray Santili 16 mm'lik 14 bobinden oluşan filmleri gösterdi. Film 82 yaşındaki ordu fotoğrafçısı Jack Barnett'a aitti. Temmuz 1947'deki Roswell UFO kazası sırasında çekilmişti ve Barnett bir kopyasını da kendisine saklamıştı. Görüntülerde uzaylı yaratığa yapılan otopsi de vardı.
Olay yine tartışılırken Pentagon ve ABD üstünü örtmeye çalışmıştı. Fakat 1947'de 51. Bölge'de Teğmen rütbesiyle görevli olan Walter Haut, ölümünden sonra açılmak üzere yazdığı mektupta, ABD ordusunun birçok teknolojiyi bu ''kazada'' ele geçen dünya dışı uzay mekiğinden aldığını iddia etmişti. Haut, 2008'de hayatını kaybedince mektup da ortaya çıkmıştı. Mektupta 62 yıl önce New Mexico Roswell yakınlarına düşen cismin içinde uzaylı cesetleri de bulunan bir UFO olduğunu ve bunların Amerikan ordusu tarafından gizlendiği yazılıydı... Bütün bunlara rağmen Pentagon ve ABD hükümetleri Roswell Vak'asının bir hayal mahsülü olduğunu iddia etmeye devam etmişti. Taa ki Nisan 2011'de FBI raporu yayınlana dek.
Roswell Vak'asını ispat etmeye çalışmak Gary McKinnon'a çok pahalıya maloldu. ABD, Otistik hacker'ın kendisine verilmesini talep ediyordu.
Mahkûm edilmesi sadece hackerlıktan mı yoksa diğer komplo teorileri gibi hayal mahsulü denilen Roswell Vak'ası da gerçekti, bunu gizlemek için mi mahkûm ediliyor diye uzun zamandır tartışılıyor. Şimdi, ortaya çıkan belgeler onun için kurtarıcı olabilir.
Winston Churchill ile Dwight Eisenhower, İngiliz Ulusal Arşivi'nin açıklanan Gizli Belgeleri buzdağının gösterilen kısmı olduğu, asıl belgelerin halen Devlet Sırrı olarak tutulmaya devam ettiği konuşuluyordu. FBI'ın yayınladığı raporla Bu da doğru çıkıyor. Biz, yine de Roswell, Bütün Kötülüklerin Anası mı denilen HAARP ve diğerlerine bakalım...
''Komplo Teorisi'' filmini hatırlarsınız, Mel Gibson'ın canlandırdığı Jerry Fletcher ve başına gelenleri. 1997 yapımı filmdeki asıl başına dert olan ''Komplo Teorisi'', HAARP'la yaratılacak Marmara Depremi ve ABD Başkanına yapılacak suikastle ilgiliydi.
Film, 1997'de vizyona girmişti. Marmara-Gölcük Depremi ve ardından Düzce depremi 1999'da meydana gelmiş ve tuhaf bir başka tesadüfle filmde telaffuz edilen 7.3'e çok yakın bir şiddette olmuş, bu da o dönemde bir sürü Komplo Teorisi doğurmuştu. Üstelik yine filmdekine benzer bir biçimde, Türkiye'de tam da depremin olacağı günlerde düzenlenecek uluslararası toplantı ertelenmiş, ABD Başkanı Bill Clinton, Düzce depreminden birkaç gün sonra toplantıya katılmak için gelmişti.
1908'de meydana gelen ve halen tam aydınlatılamayan Tunguska Olayı'nın da bağlandığı HAARP, 2010'da tekrar Komplo Teorileri'nin başrolünde fakat tarihin tozlu sayfalarından çıkan belgeler onun tahtını sarsabilir. Üstelik domino taşları etkisiyle dünyada pek çok şeyi yıkabilir.
İngiltere Ulusal Arşivi'nin gizlilik hükmü kaldırılan belgeleri arasında, Başbakan Winston Churchill ile ABD Başkanı Dwight Eisenhower'ın biraraya geldikleri ve büyük bir UFO Vak'asına ait delillerin gizlenmesi için görüştükleri iddiasını kanıtlayacak deliller bulunması Roswell Vak'asını aydınlatabilir.
Belgeler arasında gün yüzüne çıkan başka bir belge daha var ki, bu da yıllardır kullaktan kulağa yayılan ve ''Şehir Efsanesi'' denilen bir vak'a idi.
Keşif görevinden dönen Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne bağlı mürettebatın UFO gördüğü iddiası Churchill'e iletiliyor. Sunulan bilgi, üssüne dönen uçağın bir UFO'nun gölgesinde kaldığı; mürettebatın bu cismi fotoğrafladığı ve uçağın yanında sessizce, boşlukta asılı gibi duran cismin bir süre sonra hızla uzaklaştığı.
Churchill de bunun kitlesel panik yaratacağı ve insanların dini inançlarını yerlebir edeceği gerekçesiyle belgelerin 50 yıl gizli tutulması kararını veriyor.
Gizli İngiliz belgeleri arasından 1964'teki Blue Streak füze denemesinin bir uzaylıyı gösterdiği önesürülen 14 dakikalık kayıp film de çıktı. Belgeler daha bir süre daha halka açık kalacak ve iseteynler bu gizli hazineleri alabilecek. Fakat şimdiden belgelerin bu kadar olmadığı ve bir kısmının sadece göz boyamak için sergilendiği konuşulmaya başladı..
Peki, başka ne yakın zamana dair ne türden komplo teorileri vardı onları da hatırlayalım.
40. yılında halen tartışılmaya devam ettiği gibi Ay'a o adım atıldı mı? Halen tartışılıyor...
2009'da Dünya tarihinin en büyük salgınına yolaçacağından korkulan, bütün dünyayı krize sokan Domuz Gribi virüsünün biyolojik silah olduğu... Bu yönde bilimsel veriler de mevcut.
0 yorum:
Yorum Gönder