23 Kasım 2014 Pazar

 13:29   Bornocu Ersan      No comments
Öbür Dünyayla Konuşan Doktor

R.V. adında bir İtalyan doktor, yorucu bir günden sonra, oyalanarak dinlenmeye çalışıyordu. İtalya ve dünyanın başka yerleriyle telsizle konuşmalar yapıyordu. Cihazı, başka bir amatör ile bağlantı kurar kurma doktor, "Sizinle görüşmek istiyorum." diyor ve vericisini ayarlıyordu. Böylece, Roma ile Paris, Padua veya Johannesburg arasında görüşme başlıyordu. O gece, saat gece yarısını geçmişti. Romalı amatör, o gece de diğer birçok amatörle görüşmeler yaptıktan sonra, yatmaya gitmek üzere tam bağlantıyı kesmeye çalışıyordu ki, 28 megasikl frekans üzerinden çağrıldığını duydu.
Doktor, sesi tanımakta gecikmedi. Bu, yıllardan beri haberleştiği Venetie'li bir amatöre aitti. Nitekim, zaten o da kendini tanıttı.
Doktor, kulaklarına inanamıyordu. Zira o gece, 10 m. dalga uzunluğunun karşılığı olan 28 megasikl üzerinde alıcı "tıkalı" durumdaydı. Yani, manyetik bir fırtına sebebiyle, dinlemeyi imkansız kılacak derecede karışmıştı. Üstelik, alış kuvveti sinyalizatörü (teknik terimi F-metre), 9 artı 40 desibeli gösteriyordu ki bu, 10 m. dalga uzunluğu üzerinde olmak, dolayısıyla ancak oldukça yakın istasyonlardan gelebilirdi. Halbuki Venetie'li amatör, hep 40 m. dalga uzunluğunun karşılığı olan 7 megasikl'i kullanırdı.
Doktor, karşı tarafa bunu söyledi; fakat "ses", söyleneni duymazlıktan geldi. Bunun üzerine teybinin çalışıp çalışmadığını kontrol eden Romalı amatör, konuşmaya girişti. Yirmi dakika süreyle radyo amatörlerine özgü teknik konular üzerine tartıştılar. Sonunda da birbirlerine ertesi akşam için randevu verdiler. Doktor R.V., her zaman yaptığı gibi konuşmanın ayrıntılarını defterine kaydetti ve tarihi de yazdı: 3 Mart 1951.

Ertesi akşam, telsiz cihazına yaklaşmaya fırsat bile bulamadı. Bundan sonraki birkaç akşam da öyle. Sevgili telsizine ancak üç hafta sonra dönebildi. Bir yandan cihazın düğmelerini kurcalarken, bir yandan da İtalya Radyo Amatörleri Derneği'nin çıkardığı derginin son sayısını karıştırıyordu. 133. sayfaya gelince, birdenbire ürperdi. Siyah çerçeveli bir paragrafta, tanınmış radyo amatörü olan bay F.C.'nin uzun bir hastalıktan sonra, 29 Ocak 1951'de Padua'da vefat ettiği bildiriliyordu.
Demek ki doktorun, yüzünü hiç görmediği; fakat sesini gayet iyi tanıdığı amatör dostu, dergiye bakılırsa, esrârengiz görüşmeden bir ay önce bu dünyadan göçmüştü. Gözlerine inanamayan doktor, defterindeki tarihe bir daha baktı, sonra konuşmayı kaydettiği teybi işletti. Hayır, hiç bir şüpheye yer yoktu; ses, cümle yapıları, telaffuz... Venetie'li amatörünkilerdi.
Saat, o sırada gece yarısını biraz geçiyordu. Doktor, bir yandan aynı olayın tekrarından korka korka, sırf merak yüzünden alıcısını işletti. Birkaç saniye sonra, iğne 9 artı 40'in üzerine sıçradı ve durdu. Aynı anda doktor, gayet iyi tanıdığı sesi duydu. F-metre, gayet yakındaki bir vericiyi işaret ediyordu. Öte yandan normal olarak yeşil renkte olan radyo lambası, kondansatörün aşırı şarj olduğunu gösteren morumsu bir renge dönmüştü. Doktor, dinlediğini bildirdikten sonra, konuşmaya başladı. Doktor, esrarın aydınlanması için birkaç soru sormayı istemekle beraber, heyecanından bir şey diyemedi. Karşısındaki, aklından geçenleri sezmiş gibi, çok berrak bir sesle, onu teskin etmeye çalıştı:
"Olanlara şaşma!" dedi. "Birgün sana her şeyi açıklarım. Elindeki dergiyi kapa ve onu unut. Ben, sadece seninle konuşmak istiyorum..."
Doktor R.V,. türlü tehlikeli durumlar karşısında soğukkanlılığını kaybetmemiş bir insandı; fakat öbür dünyadan gelen ses, onu korkuttu. Hızla cereyanı kesti ve sabaha kadar gözünü kırpmayacağı yatak odasına çekildi.
Her şeye rağmen emin olmak için de, ilk fırsatta Venetie'ye giderek, dostunun dul karısını buldu ve ona, konuşmaları kaydettiği bantları dinletti. Kadın, kocasının sesini hemen tanıdı.
Doktorun, insana inanılmayacak gibi gelen bu macerasını anlattığı bir gazeteci, ona korkunç denemeyi tekrar edip etmediğini sormuştu.
Doktor, "1951'in o Mart sonu akşamından beri, hayır." diye karşılık verdi.
"Bir deneseniz, ilginç olmaz mı?"
Böylece o tarihten on bir yıl sonra, Dr. V., gece yarısını az gece, yine vericisini çalıştırdı. Hemen sonra, hoparlörden dostunun sesi çok net olarak yükseldi:
"Neyse, yine buluşabildik. Konuşmayalı o kadar çok zaman oldu ki..."
Dr. V. bu sözleri duyunca, on bir yıl önceki paniğe aynen kapıldı ve hızla makineyi kapattı.
O zamandan beri, geceleri saat gece yarısına yaklaşırken, telsiz konuşmalarını bitirmeyi ihmal etmiyor. Bazı ispritizmacılara sorarsanız, Dr. V.'nin bir cihazın hoparlörü yoluyla ruhların sesini duyurtan fevkalade hassas bir medyum olduğunu söyleyeceklerdir.

0 yorum:

Yorum Gönder

Popular Posts

Recent Posts

Unordered List

Categories

Text Widget

Blog Archive